Bağ evlerini, farklı bir kişiliğe kavuşturan, üzüm üretiminin getirdiği, ihtiyaçlardır. Bunlar:
- Üzümün depolanması
- Üzümün kurutulması (bunun için yağmurdan korumak için üstü sundurmalı ve hayvanların erişemeyeceği, birinci katta olan geniş balkonlara ihtiyaç vardır.)
- Üzüm işçiliği için gerekli olan alet edevatın depolandığı alet deposu (genelde evin alt kısmında, kapısı doğrudan dışarı açılan bağımsız bir odadır.)
İşte bunlar, bağ evlerine kişilik kazandıran, şekillendiren faktörlerdir. Ancak günümüzde, işçilik giderek taşere edildiği için, yeni yollara gidilmektedir. Bu da, bağ evlerinin karakterini değiştirmektedir. Bu durum, işçi yatakhaneleri ve depoları, bağın sahibinin evinden, ayrı inşa etme ihtiyacını da doğurmuştur.
Kuzey avrupada ve abd'de inşa edilen, bağ evlerinin bir özelliği de, kuleli olmalarıdır. Buna bir örnek verelim:
Bu kuleler dört amaçla inşa edilirler:
- Üzüm bağına dadanması muhtemel, kuşlara anında, müdahale edebilmek için,
- Çalışan işçileri, gözlemlemek için,
- Güvenlik amaçlı,
- Bir tür aristokratik, manzaralı yemek ve dinlence alanı.
Ancak, bunlar içinde, asıl bu kuleyi inşa ettiren, 1930lu yıllardan itibaren, yiyecek bulma sıkıntısıyla, üzüm bağlarını sık sık istila eden, ve mahsüllere, büyük zararlar veren kuşlara karşıdır. burada, kuşların gözlemlendiği an, çiftlik sahibi, o dönemde havaya ateş ederek kuşları uzaklaştırmaya çalışırdı. Tabi, günümüzde, kuşları uzak tutan magnetik sinyal yayıcılar nedeniyle, bu kuleler, daha çok estetik amaçlı inşa edilmektedir. Ancak bu bağ evi tasarımının geleneksel bir öğesidir ve unutulmuştur.Daha güncel bir örneğe göz atalım:
Yukarıda da sayılanlardan anlaşılacağı üzere, bağ evlerinin, sanıldığı gibi, küçük ve kulübe şeklinde olmasına imkan olmayacağı aşikardır.
Bu büyüklük, gösteriş için değil, tamamen, bağ kavramının ihtiyaçları nedeniyledir. Elbette, günümüzde, bağ evinden sadece bağda yapılan evler anlaşılmaz.
Celal Erakman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder